Kampanya 1

Kampanya 1
EC English'den Amerika ve İngiltere'de müthiş fırsat!

Kampanya 2

Kampanya 2
LSC Kanada/EC okulları Türk öğrencilere özel fiyatlarla!

Kampanya 3

Kampanya 3
Language Studies International ile 3 kıta 6 ülke!

Öğrenciler ne diyor?

Öğrenciler ne diyor?
Gamze'den CDS'ye mektup var

İngiltere'de İngilizce dil eğitimi...

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Bu ay gündemimiz İngiltere gibi oldu. Geçen hafta Harven School of English ile ilgili yazarken İngiltere'de okumak ve öncelikle İngiltere'de üniversite eğitimi almak konusunu araştırıp öğrendim ve yazdım. Bu hafta, birkaç haftadır bilgisini topladığım, yine İngiltere'deki bir başka dil okulu olan St Clares'i çalışırken, İngiltere'de dil okumanın ayrıntılarını öğrendim ve yazdım. Buyrunuz, aşağıda okuyunuz ve siz de öğreniniz...

İşte sorularınıza cevaplar...

Eğitim kalitesi nasıl?


İngilizce’nin anavatanı İngiltere. İngiltere’de dil eğitimi önemli bir sektör ve sayısı yüzleri bulan dil okulu var. Sadece dil eğitimi veren okulların yanı sıra, pek çok üniversite ve kolej bünyesinde yabancı öğrenciler için dil eğitim birimleri var. Her yıl binlerce öğrencinin dil eğitimi için İngiltere’ye gelmesi bu konuda bazı düzenleme ve denetlemeleri gerekli kılmış. İngiltere’de pek çok okul başta British Council olmak üzere bazı denetim kurumlarınca denetleniyor, ölçülüyor ve akredite ediliyor.

Okulların yaygın olduğu bölgeler neresi?

İngiltere'nin hemen her bölgesinde dil okulları bulunmakla birlikte en yoğun bölgeler Londra ve Güney İngiltere'dir. Diğer önemli merkezler; Oxford, Cambridge ve York'tur. İskoçya, İrlanda ve Galler'de de lisan okulları bulunmakta. Ülkede şehirler arasındaki mesafeler yakın ve ülke içi ulaşım çok kolay ve düzenli.

Yaş sınırı var mı?


İngiltere’de yabancı öğrencilerin katılabileceği programların ders saatleri minimum haftada 15 saat. Sınıflar ortalama 8-15 kişilik. Okulların büyük çoğunluğu yıl boyunca devam eden kurslar düzenliyor. Bazıları ise sadece yaz aylarında eğitim veriyor. Hemen hemen her yaş grubu için ve değişik konularda dil öğrenimi imkanı var.

Programlarda neler kapsanıyor?

Genel İngilizce programları gramer, konuşma dersleri, dil laboratuarlarında görsel ve işitsel uygulamalardan oluşuyor. Genel İngilizce programları dışında okullar; İş İngilizcesi, sınav hazırlık programları, bire bir ders veya Harven School of English'de bahsettiğim, Drama ile İngilizce gibi konsept programlar sunuyorlar.


Ayrıca okulların uzun süreli eğitim düşünenler için ‘akademik yıl’ programı var. Bu programların içeriklerinin Genel İngilizce’den farkı yok. Genelde belli başlangıç tarihleri vardır, böylece uzun dönem okuyacak öğrencileri bir araya toplanıyor ve okul ücretleri her hafta başlayan programlara göre daha uygun olur. Böylece 6 ayın üzerinde dil eğitimi düşünen öğrenciler için kaliteli okullarda daha ekonomik şartlarda okuma fırsatı sağlanıyor.



İngiltere’de dil eğitimi bana kaça patlar?

Konaklama, yeme içme, okul ücreti: Her bütçeye göre alternatif var. İngiltere dil eğitimi konusunda alternatifler ülkesi. En ucuz okulun ücreti, okul parası, kahvaltı akşam yemeği ve yatacak yerde dahil, 145 pound yani yaklaşık 300-350 tl civarında. Ote yandan haftalık 3500 pound a kadar okullar da var. Fiyat çeşitliliği gibi okulların sunduğu imkanlara göre farkediyor. Örneğin, bir okul stajyer hocalara da ders verdirtirken bir başka okul her öğrenciye bir öğretmen şeklinde programlar sunuyor. Ya da bir okul aile yanı konaklama sunarken bir başka okul kendi kampüsünde jakuzili tek kişilik oda imkanı sunuyor.

Cep harçlığı: Normal, standart bir öğrenci gibi yaşandığı takdirde bir öğrenciye haftalık 50 pound yeterli oluyor. Harçlık dediğimiz şeyin içinde öğle yemeği ve haftasonu gezme tozması var. 10 haftada, dönerken alınan ufak tefek hediyeler de dahil yaklaşık 600 -700 pound harcanıyor. Ama tabi bu standart bir hayat sürecek bir öğrenci için rakam. Harcanacak para şehirden şehire göre de değişiyor. Büyük şehirlerde daha fazla para harcanırken, elbette daha küçük şehirlerde çok daha az para harcanıyor.

Okulu neye göre seçeceğim?

Okul seçiminde sıralama şöyle: Öğrencinin ne öğrenmek istediğine ve bütçesine göre önce bölge seçimi, sonra okul seçimi.
Bölge seçimi bir dili nasıl öğrenmek istediğinizle doğru orantılıdır. Örneğin, tüm aksanları öğrenmek istiyorsanız ve grameriniz var ise Londra doğru yerken, grameriniz az ve 6 ayınız var, yoğun bir programla Güney İngiltere daha doğru yer olabilir. Tamamen öğrencinin durumuna bağlı olarak değerlendirilmesi gereken bir konudur.

Okul seçerken, eğitim ve öğretmen kalitesi, sunduğu diğer imkanlar, şehre ve konaklayacak yere mesafesi ve ulaşmı kolaylığı en önce bakılması gereken kriterler. Okulun, hangi kurumlar tarafından tanınmakta olduğu bir başka önemli kriter. Okulun British Council gibi kurumlarca denetleniyor olması, özellikle vizede problem çıkmaması için çok önemli.

Vize işleri nasıl?

Öğrenci olarak gidenlerin alması gereken vize öğrenci vizesi. 6 ay yani 24 hafta ve üzeri giden öğrencilerin genelde 2 hafta fazla yani 26 haftalık vize alması öneriliyor. 26 haftalık vize ile otomatik olarak çalışma izni veriliyor. Öğrenciler çalışma izinleri olması durumunda öğrenimleri sırasında pratik yapmak için örneğin bir restoranda çalışabiliyorlar. Her zaman okurken çalışmak, hem bütçeye katkı hem de dili daha hızlı ilerletmek açısından çok fayda sağlar.

Şu anki vize prosedürüne göre 6 ayın üzerinde bir dil eğitimi programına katılan öğrenciler için eğitimleriyle birlikte yasal olarak haftada 20 saat yarı zamanlı çalışma hakkının da olduğu öğrenci vizesi veriliyor.

Öğrenci vizesinin dikkat edilmesi gereken yerleri vardır ve bu nedenle çok iyi hazırlanılması gerekir. Her zaman bir acenta aracılığıyla bu başvurunun yapılması çok daha avantajlıdır.

Vize başvurusunda dikkat edilmesi gereken en önemli iki husus; bir, neden dil öğrenmek istediğinizin iyi açıklanması ve iki, bu eğitime harcayacağınız bedelin karşılığının sizde veya ailenizde olduğunun kanıtlarının olması. Vize alınması sürecinde başvuruya mevcut koşulları iyi değerlendirip, koşullar doğrultusunda uygun okulu seçtikten sonra, bir tür strateji geliştirerek yaklaşmakta fayda var. Elçilikte vize görüşmesine gitmeden önce olası sorulara verilecek yanıtlar önceden düşünülmeli ve belki bir provayla çalışılmalıdır. Elçiliğin temelde ikna olmak istediği konu sizin gerçekten bu eğitime ihtiyacınız olduğu ve eğitimin bedelini karşılayacak gelir düzeyinde olduğunuz.

Hangi dönemde gitsem daha iyi?

Böyle bir daha iyi dönem diye bişey yok. İngiltere’de dil eğitimi belki de en gelişmiş sektör. Her hafta başı bir kurs başlıyor. Öğrenci gider gitmez bir seviye tespit sınavına giriyor ve uygun bulunduğu bir sınıfa yerleştiriliyor. İstediğiniz sürede program var. İsterseniz sadece 2 hafta, ister 6 ay, ister 1 yıllık akademik program. Akademik programların dönemleri bile gayet sık. Minimum süre 2 hafta. Her sene 2 hafta gidilebilir. Vize açısından en fala 2 yıl dil eğitimine müsaade var.

Neden İngilizce öğrenmek için İngiltere’yi tercih etmeliyim?

  • İngilere bu işin beşiği. Dilin doğduğu yer. En doğru öğretildiği ve konuşulduğu ülke.
  • Oturmuş eğitim sistemi. Eğitim kalitesi yüksek. Kalite korunmak için British Council gibi kurumlarca düzenli olarak denetleniyor ve ölçülüyor.
  • Türkiye’ye yakın, 3 saat uçuş mesafesi,
  • Uçak biletleri ucuz,
  • Ülke içi ulaşım sorunu yok,
  • Çalışma izni veriyor (haftada 20 saat).
Konaklama nasıl?

İngiltere’de konaklama seçeneği diğer ülkeler kadar çok çeşitli değil. Ağırlıklı aile yanı konaklama var. Zaten dil eğitimi için pratik imkanı sağlaması açısından genelde tercih edilen yöntem bu. Aile bir odasını öğrenciye ayırıyor. Kahvaltı ve akşam yemeğinizi hazırlıyor, odanızı temizliyor ve siz ona haftalık 7 gün için kira ödüyorsunuz. Aile yanı konaklama ayrıca, özellikle İngiliz kültürünü daha yakından tanımaya da imkan sağlıyor.

İkinci seçenek yurtlar. Aile yanı konaklamaya göre bir miktar daha pahalı, tek kişilikden dört kişilik odalara kadar alternatifler var.

Son seçenek oteller ve pansiyonlar. Bu alternatif yüksek ücretleri nedeniyle pek tercih edilmeyen bir alternatif.

Daha fazla bilgi için CDS danışmanlarına başvurabilirsiniz. (+90 212) 292 40 26.

Ayrıntılarıyla İngiltere'de üniversite eğitimi...

24 Mayıs 2010 Pazartesi


İlk başta okulları yazarken, yazılarda okulların bulunduğu ülkeleri ve o ülkelerin eğitim sistemlerini de yazıyordum. Şimdi yavaş yavaş işi öğrendikçe her konuda daha ayrıntılı anlatacak detay buluyorum ve yazılar çok uzuyor. O nedenle ülkeleri ayrı yazılarda yazmak daha makul geldi. Bu ilk deneme. Konumuz İngiltere'de üniversite eğitimi...

İngiltere’de eğitimin, ama özellikle üniversite eğitimi almanın avatajları:

Yakınlık: Türkiye’ye sadece 3.5 saat uzaklıkta, İngilizce eğitim veren, Avrupa Birliği üyesi olduğu için tüm Avrupa’ya rahatlıkla erişimi olan harika bir ada ülkesi.

Başvuru kolaylığı: İngiltere'deki üniversitelere başvuru işlemleri kolay ve kota sistemi yok.

Yüksek Eğitim Standartı / YÖK denkliği: Eğitim standartı çok yüksek olduğu için İngiltere'deki üniversitelerden alınan diplomalar iş yaşamında işverene, eğitim aldığınız konuya vakıf olduğunuzun ve çok iyi düzeyde İngilizce bildiğinizin garantisini veriyor. Çoğunlukla üniversiteler devlet üniversitesi ve tüm devlet üniversiteleri YÖK tarafından akredite edilmiş. Çok az sayıda da olsa özel üniversite var. Bunlara gitmeyi düşünen öğrencilerin, okulun YÖK tarafından akredite edilip edilmediğini kontrol etmesinde fayda var.

Okurken çalışma ve para kazanma imkanı: İngiltere'de üniversite eğitimi alan öğrenciler akademik dönem içerisinde, saati 5 ile 7 pound arasında değişen ücretlerle, haftada 20 saat ve tatil dönemlerinde full-time çalışma iznine sahipler. Böylece öğrenciler cep harçlıklarını kazanırken, çalışma hayatı hakkında da genel bilgi edinme imkanı buluyorlar. Bu şekilde sosyal yaşamla da kaynaşmaları kolaylaşıyor. Bu imkan bir çok diğer ülkede bulunmamakta.

Sağlık güvencesi: İngiltere'de altı aydan fazla süreli öğrenim gören öğrenciler Ulusal Sağlık Hizmeti Sigortası çerçevesinde ücretsiz sağlık hizmeti alabilirler. Böylece sağlık masraflarınız için ayrı bir bütçe ayırmanıza gerek kalmaz.

Kısa eğitim süreleri: İngiltere'de üniversite eğitimini 2 veya 3 ve master eğitimi 1 yıl sürer.

İngiltere’de üniversite eğitimine nasıl ve yaklaşık ne kadar öderim?

İngiltere’de üniversiteler diğer ülkelerdeki üniversitelere göre bir miktar daha pahalı. Bunun en önemli nedeni İngiliz parasının daha kıymetli olması. Bir başka neden İngiltere’nin Türkiye’ye uyguladığı ekstra ücretler.

Minimumda, yıllık, okul, konaklama, yeme içme ve cep harçlığı dahil yaklaşık 10000 - 15000 sterlin para harcar bir öğrenci.

Ücretler bir kerede ödenmez. Konaklama ve yemek aylık paketler halinde, okul ücretleri dönemler halinde ödenir. Okul ücretleri ise, tıpkı Türkiye’deki gibi, ilk dönemin başında ilk taksit, ikinci dönemin başında ikinci taksit şeklinde ödenir.

Genelde tercih edilen ilk iki yıl daha ucuz bir okulda son iki yıl daha pahalı bir okulda okumaktır. Bunun en önemli nedeni, 2 yıllık okula girmek, 4 yıllık bir okula girmekten çok daha kolaydır. Önce 2 yıllık bir okula girip sonrasında yüksek not ortalaması ile 4 yıllık daha iyi bir okula geçiş yapılabilir. Bu şekilde, ortalamada daha az okul ücreti ödemiş ama sonuçta daha iyi bir üniversiteden mezun olunmuş olunur.

Ne aşamalaradan geçeceğim ve ne kadar İngilizce bilmeliyim?

İngiltere’de üniversite 3 yıl, lise 4 yıl. Sistem farkını lise sonrası ve üniversite öncesi “foundation” adı verilen 1 ara yıl ile tamamlıyorlar. Yani Türkiye’den İngiltere’ye üniversite okumaya giden her öğrenci mutlaka 1 yıl foundation okumak zorunda. (özel durumdakiler hariç, onu aşağıda açıkladım) Foundation okumak içinde tıpkı üniversite gibi aynı minimum seviyede ingilizce biliyor olmak gerekiyor.

İngilizce seviye tespiti için iki sınav sonucu kabul ediliyor:
  • Sadece İngiltere ve Avustralya’da geçerli olan IELTS (International English Language Testing System) sınavından min 5.5
  • Ya da TOFEL (Test of English as a Foreign Language) sınavından min 450 puan almak gerekiyor.
Özel durum: Türkiye’de yabancı liselerde okuyan öğrenciler “A level” sınavlara girerler. Bu öğrenciler eğer A level sınav sonuçlarına ek, IELTS sınavından min 6.5 veya TOFELL sınavından min 550 alabilirlerse foundation okumadan direk 3 yıllık ünivertsiteye başlama olanakları var.

Türkiye’de yabancı dille eğitim veren üniversitelerde hazırlık dediğimiz üniversite öncesi dil eğitimi bölümleri var biliyorsunuz. İngiltere’de üniversitelerin böyle bölümleri yok. Öğrenci dil açığını kapamak için ayrı hazırlık programlarına veya dil okullarına gidiyor. Özel dil kursları ile foundation programları genelde aynı yerlerde verilir.

Özetle bir öğrenci İngiltere’de üniversite okumak için şu aşamalardan geçiyor.
  1. İngilizcesi yeterli değilse, dil okulu
  2. 1 yıl foundation
  3. 2 ya da 3 yıl üniversities

Günlük yaşam bana kaça patlar?

Günlük yaşam ihtiyaçlarını konaklama, yeme içme ve cep harçlığı diye düşünürsek:

Konaklama – Yeme içme:

Yurt imkanı çok fazla. Hemen hemen her üniversitenin yurt imkanı var. Üniversiteye giden öğrenci genelde aile yanı istemez. Ya ev tutarlar bir kaç öğrenci birleşip, ya da yurtta kalırlar. Bu iki alternatife de hemen hemen aynı para ödenir. Sadece yurt, elektrik, su, vs türü şeyleri öğrenci kendisi düşünmek zorunda kalmadığı için daha rahat ve avantajlıdır. Tabi, yurt her zaman anne babanında daha rahat hissettiği bir sistemdir.

Konaklama ve yeme içme masrafları bölgeye gore değişiklik gösterir. Londra en pahalı bölge. Londra’nın merkezinde yıllık 8000 pound, ama orta halli bir İngiliz şehrinde yaklaşık 5000 pound’a, çok rahat bir hayat yaşanabilir.

Harçlık:


Haftalık 100-200 sterlin cep harçlığı genelde yeterli.

İngiltere’de üniversiteye girebilmek hangi kriterlere bakılıyor?


İngiltere’de çoğunlukla üniversiteler devlet üniversitesi. Sadece okul ücretini ödemek yeterli değil. Kriterler şunlar:
  • Ders notu, lise ders notlarınızın iyi olması önemli.
  • İki sorunun cevabını iyi verebiliyor olmak gerek: Neden İngiltere’de okumak istiyorsunuz ? Mezun olunca ne yapmayı planlıyorsunuz?
  • Foundation yılında ders notlarını yüksek tutmak gerek. Gireceğiniz üniversiteyi belirlemede önemli bir kriter.
  • Dil puanı.
  • Öğretmenlerden aldığınız iyi referanslar.
  • Sosyal etkinlikleriniz, ilgilendiğiniz spor dalları, hobileriniz, üye olduğunuz klüp ya da sosyal gruplar, vs vs..
Herkes için eğitim eşitliği ilkesi esas, o nedenle yaş sınırı yok.

İngiltere’nin üniversite sitemi Türkiye’den farklı mı?


Sadece Türkiye’den değil tüm dünyadan farklı.
  • Daha önce söylediğim gibi İngiltere’de lise 4, üniversite 2 ya da 3, master 1 sene.
  • ÖSS gibi öğrenci yerleştirme sistemi yok. Onun yerine LUCAS isimli devletin merkezi yerleştirme sistemi var. Bu sitemin Türk öğrencilere faydası şöyle; öğrenci 5 üniversite belirler ve LUCAS’ın formlarını doldurur. LUCAS öğrencinin yerine bu 5 üniversiteye başvuru yapar.
  • Foundation programının üstüne 4 yıl okursanız, master da yapmış kabul edilirsiniz.
Umarım aydınlatıcı olmuştur. Bu tür yazıları diğer ülkeler ya da programlar için de yazmayı planlıyorum. Kapsamadığım açık konular var ise keşke okuyanlat bana yazsa ve bende öğrenip eksikleri tamamlasam.

Harven School of English’den, yazlık, drama ile veya ailecek ingilizce dil eğitimi programları!!!

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Her İngiltere’de bir okul tanıttığımda ya da İngiltere’de eğitimden bahsettiğimde söylediğim gibi, Londra dünyanın en pahalı şehirlerinde biri. Öte yandan, okumak ve yaşamak için bir hayal şehri. Ama bütçeniz Londra’da okumaya yetmiyorsa, İngiltere’de, hem Londra gibi harika bir Avrupa başkentinin nimetlerini yaşayabileceğiniz, hem de İngiliz kasaba atmosferini tadabileceğiniz imkanı bir arada sunan okullar var ve bunlardan biri Londra’ya trenle sadece 27 dakika uzaklıkta, Woking isimli, son derece modern bir kasabada yer alan Harven School of English.

Bu hafta, Harven School of English ve yaz dönemi, 14-17 yaş çocuklar için drama ile ingilizce öğrenme kursu ve aile porgramları ile ilgili ayrıntılı bilgi vereceğim.

Ama önce asıl konu başlığında ki programlar…

BU YAZ İNGİLİZCEYİ DRAMA KURSU İLE ÖĞRENME ŞANSI VAR!!!


Çocuklar için “drama ile ingilizce” programı:

Kendisine daha fazla güven duyarak ve akıcı konuşmayı arzu eden öğrenciler için rüya gibi bir program….

Bu blogu yazmaya başladığımdan beri en çok ilgimi şimdi anlatacağım türde, fantastik programlar çekiyor. Drama ile ingilizce, gerçekten insanın hayallerini süsleyebilecek türde bir program. Dramaya ilgi duyan çocukların hem bu alanda gelişebilecekleri hem de ingilizcelerini geliştirebilecekleri güzel bir imkan. İngiltere gibi havanın bile buram buram sanat koktuğu bir ülkede, Londra yakınında, küçük ve sevimli bir okulda, profesyonel aktör ve drama koçları tarafından verilen çeşitli derslerde ingilizcenizi geliştirme şansı bence kaçırılmayacak bir fırsat.

Kurs kapsamındaki 10 atöyle çalışması:
  • TV/Film acting,
  • Shakespeare,
  • Character acting,
  • Stage combat (with a professional stunt man),
  • Musical Theatre,
  • Poetry and verse,
  • Stage performance,
  • Trip to Globe Theatre
Kurs tarihleri:
Kurs 1 -- 4-17 Temmuz
Kurs 2 -- 18-31 Temmuz
Kurs 3 -- 1-14 Ağustos

Okulun sunduğu imkanlar ve okul hakkında daha detaylı bilgiyi aşağıda, yazının devamında bulabilirsiniz. Yazıda bulamadığınız ve ihtiyacınız olan diğer bilgileri için lütfen CDS danışmanları ile bağlantıya geçin. (+90 212) 292 40 26

AİLE KURSLARI: Çocuğunuzla birlikte eğitim alma şansı!!!

Aile kursları:

Bu yaz sunulan bir başka programda aile kursları. Harven School of English, bu yaz, 14 yaşından büyük çocuğunuz ve sizin için bir arada eğitim alma imkanı sağlıyor. Aile paketlerinde özel indirimler de söz konusu.

Okulun sunduğu imkanlar ve okul hakkında daha detaylı bilgiyi aşağıda,yazının devamında bulabilirsiniz. Yazıda bulamadığınız ve ihtiyacınız olan diğer bilgiler için lütfen CDS danışmanları ile bağlantıya geçin. (+90 212) 292 40 26

Bu iki özel programdan bahsettikten sonra, şimdi önce İngiltere’de dil eğitimi, sonra ayrıntıları ile Harven School of English'den bahsedeceğim.

İngiltere’de eğitim:

İngiltere'de eğitimin detayları ile ilgili, “Ayrıntılarıyla İngiltere’de Üniversite Eğitimi” başlıklı başka ve çok detaylı bir blog yazım var. Onu okumanızı tavsiye ederim.

İngiltere’de dil eğitimi:

Elbette her zaman ana dili ingilizce olan bir ülkede ingilizce dil eğitimi almak en iyisi. İngiltere ülkemize fiziksel yakınlığı itibariyle bu alanda en çok tercih edilen ülke. Eğitim standartının yüksekliği yanında ingilizce dil eğitimine ülke politikaları gereği verilen önem doğrultusunda belkide dünyanın en iyi dil okullarının bulunduğu ülke.

İngiltere’de sunulan dil eğitimi çeşitliliği dünyanın hemen hemen hiçbir ülkesinde yok. 600,000’in üzerinde öğrenci her yıl çeşitli farklı alanlarda ingilizce eğitimi için İngiltere’ye geliyor. Öğrenciler dil öğrenmekle kalmıyor, modern ve zengin İngiliz yaşam tarzı ile tanışıp, ev ortamlarında ingiliz dili ve kültürünü deneyimleme şansı buluyor.

Okulun bulunduğu şehir “Woking”:

Woking Londra’nın merkezine 27 dakika uzaklıkta bir kasaba. 27 dakika demek Ankara’da yaşayanlar için Kızılar’yan ODTÜ ya da Bilkent’e otobüsle gitmek için geçen süre. Yani siz öğrencilerin hemen hemen hergün yolda geçirdiğiniz ve çok alışkın olduğunuz bir süre. Hatta mesela Kızılay’dan Başkent üniversitesine heralde daha uzun sürede gidiliyordur. İstanbul’da yaşayanlar için örnek ne versem bilemedim, çünkü sanırım İstanbul’da her hangi 2 rota için şu kadar sürer demek hergün değişen trafik koşullarında imkansız gibi birşey. Ama 27 dakika yinede İstanbul şartlarında çok çok kısa bir yol süresi. Üstelik İngilizler 27 dakika diyorsa o gerçekten tam tamına 27 dakikadır her zaman.

Woking aynı zamanda 2 büyük havalanı olan, London Heathrow and London Gatwick’e 20 km ve 30 km uzaklıkta.

Woking’in içinde ve çevresinde bir çok, boş zamanlarınızı değerlendirebilmeniz için ilginç yer var. Bunlardan bazıları - Wisley Garden, Thorpe Park, Chessington World of Adventures, London, Windsor, Hampton Court, Oxford, Winchester, Brighton.

Okul, küçük ve çok sevimli bir okul. Tesisleri gayet modern. İngiltere çok gelenekçi bir ülke ve tarihe ve tarihsel ögelere çok kıymet veriliyor. Bu nedenle binaların çoğu eski yapılar. Dolayısıyla okulların genelinde biz Türkler’in alışkın olmadığı bir köhenlik var. Harven School of English, İngiltere’de ki bir çok diğer okuldan farklı yeni ve modernize edilmiş bir okul. Küçük olması nedeniyle eğitmenlerin ve danışmanların öğrencilerle birebir ilgileneme olanağı var. Aile yanı konaklamaları için aileler oldukça titiz bir çalışma sonucu seçiliyor ve düzenli olarak kontrol ediliyor.

British Council, English UK ve Education UK gibi önemli ingiliz eğitim organizasyonları tarafından sertifikalandırılmış bir okul. İlk fırsatta bu kuruluşlar hakkında da yazacağım.


Okulun dil eğitimine yaklaşımı bilgi, beceri ve güven edindirme ve geliştirme esasına dayanıyor. Programlar öncelikle kişilerin kelime dağarcığının, gramerinin ve konuşma akışkanlığının oluşturulması ve genişletilmesi için oluşturulmuş. Bunlara ek olarak Master sınıfları, konuşma performans atöyle çalışmaları ve yine dil becerilerini geliştirmeye yöneik fantastic sosyal programlar da mevcut.
Programlar:

Hem yetişkinler için hem de 14-17 yaş arası çocuklar için programları var

Yetişkin Programları:

Yıl içinde istediğiniz tarihte istediğiniz programı seçebiliyorsunuz.

4 ana tipte program var:

  • Grup Programları – Gruplar halinde eğitim
  • Combine Programlar – Yine gruplar halinde ama buna ek olarak özel bir alan varsa onunla ilgilide programa ders ekleniyor.
  • Kişisel Programlar – 1e 1 kişisel dersler
  • Özel sınavlar için Programlar IELTS Sınav (İngiltere’de üniversite’ye girmek için TOFELL’dan başka tek dil seviye tespit sınavı) Programı / Cambridge FCE Sınavı Programı

14-17 yaş çocuk programları:
  • 4 Temmuz - 14 Ağustos arası
  • 15 saat ders, haftada 5 öğlede sonra ve 1 akşam aktivitesi, ve bunlara ek olarak pazarları tüm gün excursions.
Yetişkin Programları ile ilgili diğer ayrıntılar şöyle:

Konaklama:

Konaklama aile yanında oluyor. Daha öncede söylediğim gibi okul konaklama yapılacak aileleri özenle seçiyor ve düzenli kontrol ediyor. Evler okula ya yürüme ya da kısa otobüs veya bisiklet yolculuğu mesafesinde.

Özellikler:
  • Tek kişilik odalar
  • Pazartesi- Pazar, oda kahvaltı ve akşam yemeği dahil
  • Cumartesi ve Pazarları öğle yemeği
  • Aynı evde, aynı ana dili konuşan başka bir öğrenci kalşamıyor.
  • Sınırlı sayıda iki kişilik oda

Aktiviteler:

Okul spor ve sosyal aktivitelere çok önem veriyor. Bunun nedeni dil eğitiminin bu tür organizasyonlarla çok daha etkin kılındığına olan inanç. Aktiviteler sırasında ingilizcenizi geliştirirken, dünyanın bir çok farklı yerinden aynı amaçla bir araya toplanmış insanla, kültürel bilgi alışverişi yaşama şansı buluyorsunuz.

Bu kapsamda okulda, badminton, voleybol, yüzme, basketbol ve futbol gibi bir çok spor aktivitesinin yanı sıra tiyatro, yakın yerlere geziler, pub ve gece eğlenceleri, partiler ve bovling turnuvaları gibi bir çok haftalık sosyal aktivite düzenlenmekte.

14-17 yaş çocuk programları ile ilgili ayrıntılar:

Çocuğunuzu neden Harven School of English’e göndermelisiniz?


Günün her ayrı bölümü tamamen öğrencinin ingilizce öğrenmesi, dili geliştirmesi ve rahat ve akışkan konuşabileceği güven duygusuna sahip olabilceği bir seviyeye gelebilmesi için düzenlenmiş. Dolayısıyla çocucuğunuz kısa sürede arzu ettiği seviyeye gelme şansına sahip.

Konaklama, ulaşım ve güvenlik:

  • Hergün okuldan eve, evden okula servis
  • 24 saat acil durum telefon numaraları
  • Her öğrenciye kimlik kartı
  • Sürekli danışmanlık hizmeti
Program süreleri:

Başlangıç Tarihi - Bitiş Tarihi

Pazar 4 Temmuz - Cumartesi 10 Temmuz
Pazar 11 Temmuz - Cumartesi 17 Temmuz
Pazar 18 Temmuz - Cumartesi 24 Temmuz
Pazar 25 Temmuz - Cumartesi 31 Temmuz
Pazar 1 Ağustos - Cumartesi 7 Ağustos
Pazar 8 Ağustos - Cumartesi 14 Ağustos

14-15 yaş grupları maksimum 4 haftalık program seçebiliyor.

Haftalık pakete dahil olanlar:
  • Haftalık 15 saat ders
  • Tüm kurs materyalleri
  • Günlük otobüs ulaşımı
  • 5 öğleden sonra aktivitesi
  • 1 akşam aktivitesi
  • Cumartesileri tüm gün gezi programları
  • Kişisel mezuniyet raporu ve sertifika
  • Tüm yeme içme ve konaklama
Transferler:

Okul kendi servis aracı ile havaalanı transferi sağlıyor.

Daha fazla bilgi için CDS danışmanlarına başvurunuz. (+90 212) 292 40 26.

Navitas'dan 1000 TL civarında indirim.

8 Mayıs 2010 Cumartesi




1 Haziran'a kadar ödeme yapın 1000 TL indirim kazanın. Navitas pre-master programına katılmak isteyen ve 1 Haziran'a kadar ödeme yapan herkes okul ücretinin yaklaşık %15'ine karşılık gelen bir miktarda indirim alıyor.

Kaçırılmayacak bir fırsat. Ayrıntılar için CDS danışmanlarını arayınız. (+90 212) 292 40 26.

Navitas nedir?

Ayrıntılı bilgi için blogda yer alan "Navitas'ı Duydunuz mu?" başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz.

Kısaca bahsetmek gerekirse, Navitas bir "pathway" programı. Yani, Avustralya, İngiltere, Amerika, Kanada, Singapur, Kenya, Srilanka ve Endonezya da seçkin okullar için not ortalaması yetmeyen öğrencileri, önce koleje yerleştirip sonra üniversiteye geçmelerini sağlayan ara atlama programı.

Örneğin Kanada'nın en seçkin okullarından Simon Fraser University'de okumak isteyen ama bu okul için not ortalaması yetmeyen öğrenciler Navitas kapsamında Fraser International College'ye kayıt yaptırıyorlar. 1 yıl bu kolejde okuyup not ortalamalarını yükselttikten sonra Simon Fraser University'e geçiş yapıyorlar.

Pre-master programı nedir?

Master için not ortalaması yetmeyen öğrenciler not ortalamalarını yükseltmek için katılabilecekleri master öncesi programlar.

Navitas bu konuda da hizmet veriyor.

Öğrenciler CDS için ne diyor?


CDS ile yurtdışına eğitim almaya gitmek bir ayrıcalıktır.
Türkiye yurtdışına öğrenci yollama konusunda oldukça yoğun trafiği olan bir ülke. Bu nedenle eğitim danışmanlığı Türkiye'de çok cazip ve iyi bir pazar. Hemen hemen her köşebaşında bir eğitim danışmanlık şirketine rastlamak mümkün. Ancak yurtdışında, özellikle Amerika ve Canada'da okullar tarafından kabul gören ve uygun koşullarda çalışılan şirket sayısı çok fazla değil. CDS işte bunlardan biri. Üç yakın arkadaşın kurduğu ve yıllardır aynı kalite ve güvenilirlikte hizmet veren çok samimi ve gençruhlu bir şirket. Bunu biz iddia ediyoruz. Yurtdışına bizimle giden öğrencilere de soruyoruz. Bakın hem CDS ile ilgili, hem de yurtdışında eğeitim almak ve yaşamakla ilgili neler söylüyorlar.


Gamze Değerli
London Lee Green, İngiltere

CDS CDS CDS bu isim bana güven ve samimiyet veriyor açıkcası. Çünkü çalışanların gerçekten profesyonel olduklarına olan inancım tam. Bunun yanı sıra bir aile samimiyeti var onlarda. Görüşmeye ilk gittiğim gün gerçekten o şirketin benim için uygun olacağını düşündüm. Bu sözleri tüm samimyetimle yazıyorum. Şuan İngiltere'deyim ve iki aylık dil okulu eğitimim için burada bulunuyorum.

Türkiye'den aslında çok kötü beklentilerle buraya geldim. İngilizlerin soğuk olacağını, havanın çok iyi olmayacağını düşünüyordum ki söylenenlerde bunu kanıtlar nitelikteydi. Fakat geldiğim ilk günden bu yana hicbir olumsuzlukla karşılaşmadım. Hem hava hem de gördüğüm tüm İngilizler beni tüm sıcaklıklarıyla karşıladı. Buradaki ailem, ki ailem diyorum, gercekten harika. Okulun eğitim kalitesinin de iyi olduğu görüşündeyim. Benim için herşey çok daha öncesinden profesyonelce hazırlanmıstı ve bende gelip bu güzel ortamla karşılaştım. Burada aileleriyle problem yaşayan çok arkadaşım oldu.Ve birçoğunun şirketinin oralı bile olmadığını gördüm. Gerçekten ben CDS 'ye çok ama çok tesekkür ederim. Başta Senem Hanım ve Sonver Hanım olmak üzere tüm çalışanlara. Ben burada bir problem yaşamadım ama yaşamış olsaydım eğer benimle ilgilileneceklerini ve hem de en iyi şekilde ilgileceklerini biliyordum. Aynı şekilde tüm öğrencilere bu şekilde yaklaşıldığını da biliyorum.

Bence biraz olsun yaşam deneyimi kazanmak ve dilinizi geliştirmek istiyorsanız hiç düşünmeden bir yabancı ülke tercih edin derim. Benim için İngiltere harika bir deneyim oldu. Tekrar buraya gelmeyi düşünüyorum daha şimdiden. Farklı kültürlerle iç içe olmak gercekten çok güzel.

Birkez daha CDS'ye çok ama çok teşekkür ederim. Bir sonraki yurtdışı deneyimimin onlarla olacağını biliyorum. Ki bu umarım master olur. Diyeceğim son söz gidin ve birkez ziyaret edin şirketi ve aklınızda yurtdışı fikri varsa kesinlikle hicbir korku yaşamadan başvurun.

Önder Kütükoğlu
Toronto, Kanada

Üniversite`de okurken hep aklımda Kanada vardı cünkü ingilizcemi geliştirmek ve ileriki iş yaşantısında kullanmak istiyordum. Pek cok yurt dışı eğitim fuarına katılmıştım ama son kararımı CDS`yi seçerek verdim. CDS hizmet bakımından bence olağanüstü çünkü çalışanları çok sıcakkanlı ve hangi okulun benim için daha çok fayda saglayacagını biliyorlardı. Buraya geldiğimde çok büyük beklentilerim vardı ama soğuk havanın etkisiyle de biraz içim buz tuttu.

Fakat Toronto’yu özellikle de CN Tower’ı gördükten sonra Kanada’nın farklı dil, din, ırk ve kültürleri içerisinde düşmanlık bulundurmadan, demokratik, insan haklarına saygılı, hoşgörülü bir toplum oluşturmuş olduğunu soyleyebilirim. Aslında Toronto`dan once Vancouver`da dil eğitimi almak istiyordum. Ama en son karar olarak buraya geldim ve kararımdan mutluyum. İleriki zamanlarda Vancouver’a gidip orayı da keşfetmek istiyorum (Hatta en uygun zaman kış olimpiyatları!)İngilizce eğitimi aldığım kurum bana çok yardımcı oldu fakat benim şahsi kanaatım bence biraz daha profesyonel öğretmenlerin bulunmasi gerektiğini düşünüyorum. Benden herkese tavsiye zaman akıp gidiyor o yüzden bir an once hedeflerimizi belirlemeli ve o yolda ilerlemeliyiz. Başarıdan geçen en büyük yol karar verip onu uygulamaktir.

Gökçen Sever
Miami, Amerika

Düşler ve özgürlükler ülkesi “Amerika”. Her gencin hayalidir okyanuslar sonrası, her eyaleti farklı heyecanlar, kültürler barındıran Amerika. Kimimiz okumak isteriz daha iyi bir eğitim için, kimimiz ise keşfetmek isteriz Cristof Kolomb misali. Ben bu istekler sonrası en doğru yolun iyi bir yurtdışı eğitim danışmanlığıyla görüşmekten geçtiğini öğrendim. “CDS Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı” benim için “acaba” ların, “hayal” lerin gerçekleşebildiği yer oldu.

Bana sundukları Work & Travel programı tam da istediğim fırsattı. Hem çalışıp, para kazanabilecek hem de gezerek, görerek İngilizcemi geliştirecektim. Çünkü bu programın getirisi ve sundukları bu yönde. Fakat Amerika’ya gitmeden önce bu programla gidecek arkadaşlarımın farklı beklentileri olduğunu gördüm. Çok para kazanmak gibi. Aslında buradan her şey gerçekten bir rüyayı aratmıyor. Tabi ki bağlantı kurduğunuz acentenin de size her şeyi anlatması çok önemli. Ben bu konuda çok şanslıydım. Tüm bilgileri edinerek ve yaşayacağım maceraları göze alarak Amerika’ya yolculuğum başladı. Özellikle gittiğim yer Miami telaffuz edildiğinde bile heyecan yaratan bir şehir. Denizin, kumun, güneşin, insan canlılığının olduğu merkez. Oraya ulaştığınızda heyecan doruktayken yavaş yavaş bir korku beliriyor içinizde. Bunun sebebi ise havaalanı çıkışı ne yapacağınız oluyor. Bunun için çok önemli bir nokta da havaalanı karşılama. İlk dışarı çıkış anınız unutulmaz oluyor. Nerede olduğunuzu bildiğiniz ama baktığınızda her yönü size yabancı olan bir yer. İşte bu duygu Amerika maceranızın ilk adımı olmuş oluyor. En önemli nokta ise çalışacağınız ve kalacağınız yer. Ben bu konuda hem şanslıydım hem de biraz talihsiz. Çok güzel bir restaurantta kasiyerlik yaptım. Çalıştığım yer konumu, çalışanlarıyla ve leziz yemekleriyle beni mest etti diyebilirim. Kurduğum arkadaşlıklar, çalışırken yorulduğum halde emeğimin karşılığı olan maaşlar ve tipler, iş sonrası eğlenmeye gitme istekleri hepsi çalıştığım süre içerisinde beni mutlu eden ve hayatıma birçok getirisi olan unutulmaz anlar, duygulardı.

Yaşadığım en büyük problem ev sorunuydu. İşveren kalacağım yeri kendisinin ayarladığını söylediği halde oraya gittiğimde aslında kalacak bir evimin olmadığını öğrendim. Bu konuda da kendi yaptığım yanlışa düştüm. Çünkü work&travel programı iki fırsattan oluşuyor. İlki, acente bütün olanakları, işi ve işverenin sağladığı kalacak yeri garantilerken, ikinci fırsat olan işi ve kalacak yeri kendinizin bulduğu bölüm ise gerçekten problemli oluyor. Ben ikinci fırsattan yararlandım fakat bilmediğim bir yerde kalmak için yer aradığımda bunun bir hata olduğunun farkına vardım. Aslında yine şanslıydım çünkü orada Türk bir emlakçıyla karşılaştım. Kendisi bana o kadar yardımcı oldu ki Miami gibi bir yerde havuzlu bir residence da oturma fırsatı yakaladım. Bu ise tam bir moral deposu oldu bana. Türkiye’de yemek yapmayı bilmediğimhalde arkadaşlarla toplanıp yemek uğraşlarımız kahkahalarla sonuçlanan yanan tencerelerimiz ve tabi ki vazgeçilmez türk kahvesi tutkuları üzerine bir de falcı olduğumuz anlar işin en eğlenceli kısımlarıydı.

Çalışırken zaman zaman moral bozukluğu yaşadığım zamanlar olmadı değil. İş hayatı genel anlamda her yerde zor ve bunu eğlenceli hale getirmek bizim elimizde. Ama Türkiye’den bunu bilerek gitmek de çok önemli. Karşılaştığım sistem Türkiye’dekinden farklı olduğu için garipsediğim, üzüldüğüm dönemler yaşadım ama çalışmanın bile iş sırasında yaşadığınız anlarla ne kadar eğlenceli hale geldiğini bir kere daha anladım. Çok yoğun bir günün ardından herkesin performans ı düşmüş bir halde kapanış saatini dört gözle beklerken çalmaya başlayan bir müzikle zenci bir arkadaşım oynamaya başladı. Ardından diğeri ve diğeri. Tabi ben de onlar gibi kaptırdım kendimi müziğe. Birimizin elinde tabak, diğerinde portakal, diğerinde fişler varken öyle bir dalmışız ki oynamaya patron geldiğinin bile farkında değiliz. Fark ettiğimizde herkesin donup kaldığı an ve korku dolu bakışlar patronun kahkahasıyla daha da eğlenceli hale gelmişti. Bu gibi daha birçok anım var anlatabileceğim. İş hayatında yaşanılan patron ilişkileriyle de zamanla politik olmayı öğrenendim. Her zaman doğru söylemek veya doğru bildiğinizi yapmak işinizi kaybetme noktasına kadar getirebiliyor. Ama unutmayın ki Türkiye’de değilsiniz ve o işe ihtiyacınız var. Tüm bunlar hayatımda önemli yer kaplıyor. En önemlisi kendinizin kişilik bakımından da çok geliştiğini ve tecrübe edindiğinizi anlıyorsunuz.

En önemli tecrübelerden bir tanesi de aynı evde kalacağınız kişiyi gerçekten doğru seçmeniz. Ben çok sevdiğim bir arkadaşımla kaldığım halde ev içerisinde aynı frekansı tutturamayarak birçok problem yaşadık. Yabancı bir ülkede oraya alışmaya ve adapte olmaya çalışırken bir de bu yönde bir huzursuzluk oradaki hayatınızı daha da zorlaştırıyor.

Adaptasyon süreci ise kişiden kişiye değişkenlik gösterirken ben çok kolay alıştım oraya. Hatta geri dönmek istemediğim ve oraya yerleşmeyi düşündüğüm zamanlar oldu. Fakat dediğim gibi herkese göre farklı olduğu için kimi arkadaşlar yabancı bir ülkede olmanın verdiği heyecana alışamayarak erkenden dönmek istediler. Bu durum bana yanlış geliyor. Çünkü ev değiştirdikten sonra bile bir alışma süreci geçiriliyor ki bu gittiğiniz yer başka bir ülke. Kendinize bir süre zaman tanıdıktan sonra giderek oraya alıştığınızı fark edeceksiniz.

Travel yani gezme bölümü ise Türkiye’de hayal ettiğim gibi olmadı. Birçok şehir görmeyi ve yaklaşık bir ay gezmeyi düşünüyordum. Fakat bunun için iyi para kazandığınız bir işte çalışmak gerekiyor. Her gezdiğiniz gün para harcadığınızı düşünürseniz bir ay uzun bir süre ve yüklü bir miktarı gerektiriyor. Tabi ki çok gezebilen arkadaşlarımız da oldu. Dediğim gibi çalıştığınız işe ve sizin kazanmanıza bağlı. Çalıştığınız dönem çok para harcamazsanız yine de gezmeye paranız kalıyor. Ben bu konuda çok önem göstermedim. Çok fazla gezemeyeceğimi fark edince orada bulunduğum günleri değerlendirdim. Alışveriş yaptım. Miami ve çevresini gezerek değerlendirdim. Bir de bu programa tekrar katılmak istediğim için çok fazla da üzülmedim. Gerçekten de bu program alışkanlık yapıyor. Tekrar tekrar gitmek, yeni deneyimler yaşamak, yeni yerler görmek istiyor insan.

İngilizce konusunda ise gerçekten de geliştiğini fark ediyorum. Çalıştığınız için her insanlarla diyalog halindesiniz ve farkına varmadan yeni kelimeler öğrendiğimi, aksanımın oluştuğunu fark ettim. Bu benim için çok önemliydi ve ekstra bir mutluluk sağladı.

Arkadaşlar, en önemli noktayı sona bıraktım daha ayrıntılı anlatabilmek ve dikkatinizi sağlayabilmek için. Amerika’ya gitmek için görüştüğünüz için acente çok önemli. Şahit olduğum bir talihsizlik oldu. Türkiye’den arkadaşlar bir acenteyle anlaşarak oraya gitmişler. İşlerinin ve evlerinin hazır olduklarını söylemişler. Ama oraya gittiklerinde ne öyle bir iş ne de ev bulabildiler. Günlerce sokakta kalarak, iş aradılar. Bu gibi birçok örnek söz konusu. Bunun için “CDS” ye güvenim sonsuz. Yetkililer her konuda deneyimli ve yaptıkları işi çok ciddiye alarak yapıyorlar. Ben daha önce de İngiltere’ye dil okuluna gittim. Bana tavsiye ettikleri şehir, dil okulu, kalacak yer için sundukları seçenekler orada harika 2 ay geçirmemi sağladı. Bu yüzden seçeceğiniz danışmanlığı ince eleyin, sık dokuyun derim.


Serdar Onuk

Kanada

Selam. Ben Serdar Onuk. Bundan tam 495 gün önce hep tutkunu olduğum alanda kendimi geliştirmek, yaratıcı yazarlık üzerinde eğitim almak üzere Amerika ya da Kanada`ya gitmek istedim. Evet, istedim bunu. Bilinen fuarlara gittim ve masaların birçoğuyla oturup konuştum. Bu zaman içerisinde 26 yıllık profesyonel İstanbullu olduğum halde Taksim ve Beşiktaş ta hala bilmediğim yerler olduğunu öğrendim. Ve bu yerlerdeki yurt dışı danışmanlık şirketlerini. O şirketlerin her birinden çıkışımda isimlerinin neden yurt dışı danışmalık şirketi olduğunu daha iyi anlayabiliyordum ve kendi kendime, `Herhalde,` dedim, `Danışmanlık veren kısımları yurt dışında bunlar sadece nasıl orda olduklarını anlayamadığım çok başarılı hologramları!` Komik mi? Elbette değil. Hava inanılmaz sıcaktı ve ben çaresizdim… Çaresiz ve yalnız… Ta ki… Ta ki o gelene kadar… Noluyo ya!

Taksimdeki bir yurt dışı danışmalık şirketine daha gittim. Taksimdi ve danışmanlık şirketi `danışmalık` çıkmasa bile çıkıp bir iki ıslak hamburger yiyebilir, sokaklarında ileride olacağım büyük yazarlık sonrası kitaplarımı imzalatmak için gelecek güzel kızların hayalini kurabilirdim. Evet, yapabilirdim bunu. Bunun verdiği rahatlıkla 129T`nin akbiline acımadan bastım… Gideceğim danışmanlık şirketinin adresine bakıyordum hamburgerciden çıkarken: Galatasaray Lisesinin karsısı, CDS Danışmanlık. Bir danışmanlık şirketi bir diğerini önermişti. Sadece bunun için bile gidilebilinirdi. `Bunlarla bir görüsün isterseniz. Kanada konusunda oldukça deneyimli ve iyilerdir`. Neden denemeyeyimdi ki? Evet, belki biraz abartıyorum ama kapıdan içeri girer girmez `burası` dedim. Kısaca neyle karsılaştığımı anlatmak gerekirse; masaların üzerinde duran dağınık kâğıtlar, birilerine ait olduğu belli onlarca dosya, hemen az önce bir şeyler karalanmış olduğu ucundaki demirde hala ıslak duran mürekkepten anlaşılabilecek renk renk kalemler, birbirlerine kesinlikle nizami bakmayan misafir sandalyeleri… `Yaşıyor burası` dedim. Evet dedim bunu.

Oturduk konuştuk. Bana yardımcı olan danışman Meltem Hanim`di. Kendisi gerçekten çok yardımcı oldu, konuştuk karşılıklı, diğer danışmanlık şirketleriyle karsılaştırınca oldukça uzun. Ne istediğimi sordu,` yazmak istiyorum` dedim. Bilgilerimi istedi. Verdim. Üç hafta sonra vizem gelmişti. Su anda hala Kanada`dayım. Az önce hesapladım da 455 gün olmuş bu ilginç serüvenime başlayalı. Onların yardımıyla önce dil okuluna sonra da istediğim bölüme kaydımı yaptırdım. Kendileri benim açımdan o güne kadar alışık olmadığım bir rahatlıkla bana yardımcı oldular. Hayatimin bu önemli evresinde bana yaptıkları yardımlar için kendilerine buradan yeniden teşekkür etmek isterim. Evet, isterim bunu.

Niye mi isterim? Çünkü hava sıcaktı. Ve ben yalnızdım. Bi de ıslak hamburger yemekten bıktım ya. Hem bi şey diyim mi? Kanada çok güzel.

Ve Meltem Hanım, size yeniden çok Teşekkürler…