Kampanya 1

Kampanya 1
EC English'den Amerika ve İngiltere'de müthiş fırsat!

Kampanya 2

Kampanya 2
LSC Kanada/EC okulları Türk öğrencilere özel fiyatlarla!

Kampanya 3

Kampanya 3
Language Studies International ile 3 kıta 6 ülke!

Öğrenciler ne diyor?

Öğrenciler ne diyor?
Gamze'den CDS'ye mektup var

Öğrenciler CDS için ne diyor?

8 Mayıs 2010 Cumartesi


CDS ile yurtdışına eğitim almaya gitmek bir ayrıcalıktır.
Türkiye yurtdışına öğrenci yollama konusunda oldukça yoğun trafiği olan bir ülke. Bu nedenle eğitim danışmanlığı Türkiye'de çok cazip ve iyi bir pazar. Hemen hemen her köşebaşında bir eğitim danışmanlık şirketine rastlamak mümkün. Ancak yurtdışında, özellikle Amerika ve Canada'da okullar tarafından kabul gören ve uygun koşullarda çalışılan şirket sayısı çok fazla değil. CDS işte bunlardan biri. Üç yakın arkadaşın kurduğu ve yıllardır aynı kalite ve güvenilirlikte hizmet veren çok samimi ve gençruhlu bir şirket. Bunu biz iddia ediyoruz. Yurtdışına bizimle giden öğrencilere de soruyoruz. Bakın hem CDS ile ilgili, hem de yurtdışında eğeitim almak ve yaşamakla ilgili neler söylüyorlar.


Gamze Değerli
London Lee Green, İngiltere

CDS CDS CDS bu isim bana güven ve samimiyet veriyor açıkcası. Çünkü çalışanların gerçekten profesyonel olduklarına olan inancım tam. Bunun yanı sıra bir aile samimiyeti var onlarda. Görüşmeye ilk gittiğim gün gerçekten o şirketin benim için uygun olacağını düşündüm. Bu sözleri tüm samimyetimle yazıyorum. Şuan İngiltere'deyim ve iki aylık dil okulu eğitimim için burada bulunuyorum.

Türkiye'den aslında çok kötü beklentilerle buraya geldim. İngilizlerin soğuk olacağını, havanın çok iyi olmayacağını düşünüyordum ki söylenenlerde bunu kanıtlar nitelikteydi. Fakat geldiğim ilk günden bu yana hicbir olumsuzlukla karşılaşmadım. Hem hava hem de gördüğüm tüm İngilizler beni tüm sıcaklıklarıyla karşıladı. Buradaki ailem, ki ailem diyorum, gercekten harika. Okulun eğitim kalitesinin de iyi olduğu görüşündeyim. Benim için herşey çok daha öncesinden profesyonelce hazırlanmıstı ve bende gelip bu güzel ortamla karşılaştım. Burada aileleriyle problem yaşayan çok arkadaşım oldu.Ve birçoğunun şirketinin oralı bile olmadığını gördüm. Gerçekten ben CDS 'ye çok ama çok tesekkür ederim. Başta Senem Hanım ve Sonver Hanım olmak üzere tüm çalışanlara. Ben burada bir problem yaşamadım ama yaşamış olsaydım eğer benimle ilgilileneceklerini ve hem de en iyi şekilde ilgileceklerini biliyordum. Aynı şekilde tüm öğrencilere bu şekilde yaklaşıldığını da biliyorum.

Bence biraz olsun yaşam deneyimi kazanmak ve dilinizi geliştirmek istiyorsanız hiç düşünmeden bir yabancı ülke tercih edin derim. Benim için İngiltere harika bir deneyim oldu. Tekrar buraya gelmeyi düşünüyorum daha şimdiden. Farklı kültürlerle iç içe olmak gercekten çok güzel.

Birkez daha CDS'ye çok ama çok teşekkür ederim. Bir sonraki yurtdışı deneyimimin onlarla olacağını biliyorum. Ki bu umarım master olur. Diyeceğim son söz gidin ve birkez ziyaret edin şirketi ve aklınızda yurtdışı fikri varsa kesinlikle hicbir korku yaşamadan başvurun.

Önder Kütükoğlu
Toronto, Kanada

Üniversite`de okurken hep aklımda Kanada vardı cünkü ingilizcemi geliştirmek ve ileriki iş yaşantısında kullanmak istiyordum. Pek cok yurt dışı eğitim fuarına katılmıştım ama son kararımı CDS`yi seçerek verdim. CDS hizmet bakımından bence olağanüstü çünkü çalışanları çok sıcakkanlı ve hangi okulun benim için daha çok fayda saglayacagını biliyorlardı. Buraya geldiğimde çok büyük beklentilerim vardı ama soğuk havanın etkisiyle de biraz içim buz tuttu.

Fakat Toronto’yu özellikle de CN Tower’ı gördükten sonra Kanada’nın farklı dil, din, ırk ve kültürleri içerisinde düşmanlık bulundurmadan, demokratik, insan haklarına saygılı, hoşgörülü bir toplum oluşturmuş olduğunu soyleyebilirim. Aslında Toronto`dan once Vancouver`da dil eğitimi almak istiyordum. Ama en son karar olarak buraya geldim ve kararımdan mutluyum. İleriki zamanlarda Vancouver’a gidip orayı da keşfetmek istiyorum (Hatta en uygun zaman kış olimpiyatları!)İngilizce eğitimi aldığım kurum bana çok yardımcı oldu fakat benim şahsi kanaatım bence biraz daha profesyonel öğretmenlerin bulunmasi gerektiğini düşünüyorum. Benden herkese tavsiye zaman akıp gidiyor o yüzden bir an once hedeflerimizi belirlemeli ve o yolda ilerlemeliyiz. Başarıdan geçen en büyük yol karar verip onu uygulamaktir.

Gökçen Sever
Miami, Amerika

Düşler ve özgürlükler ülkesi “Amerika”. Her gencin hayalidir okyanuslar sonrası, her eyaleti farklı heyecanlar, kültürler barındıran Amerika. Kimimiz okumak isteriz daha iyi bir eğitim için, kimimiz ise keşfetmek isteriz Cristof Kolomb misali. Ben bu istekler sonrası en doğru yolun iyi bir yurtdışı eğitim danışmanlığıyla görüşmekten geçtiğini öğrendim. “CDS Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı” benim için “acaba” ların, “hayal” lerin gerçekleşebildiği yer oldu.

Bana sundukları Work & Travel programı tam da istediğim fırsattı. Hem çalışıp, para kazanabilecek hem de gezerek, görerek İngilizcemi geliştirecektim. Çünkü bu programın getirisi ve sundukları bu yönde. Fakat Amerika’ya gitmeden önce bu programla gidecek arkadaşlarımın farklı beklentileri olduğunu gördüm. Çok para kazanmak gibi. Aslında buradan her şey gerçekten bir rüyayı aratmıyor. Tabi ki bağlantı kurduğunuz acentenin de size her şeyi anlatması çok önemli. Ben bu konuda çok şanslıydım. Tüm bilgileri edinerek ve yaşayacağım maceraları göze alarak Amerika’ya yolculuğum başladı. Özellikle gittiğim yer Miami telaffuz edildiğinde bile heyecan yaratan bir şehir. Denizin, kumun, güneşin, insan canlılığının olduğu merkez. Oraya ulaştığınızda heyecan doruktayken yavaş yavaş bir korku beliriyor içinizde. Bunun sebebi ise havaalanı çıkışı ne yapacağınız oluyor. Bunun için çok önemli bir nokta da havaalanı karşılama. İlk dışarı çıkış anınız unutulmaz oluyor. Nerede olduğunuzu bildiğiniz ama baktığınızda her yönü size yabancı olan bir yer. İşte bu duygu Amerika maceranızın ilk adımı olmuş oluyor. En önemli nokta ise çalışacağınız ve kalacağınız yer. Ben bu konuda hem şanslıydım hem de biraz talihsiz. Çok güzel bir restaurantta kasiyerlik yaptım. Çalıştığım yer konumu, çalışanlarıyla ve leziz yemekleriyle beni mest etti diyebilirim. Kurduğum arkadaşlıklar, çalışırken yorulduğum halde emeğimin karşılığı olan maaşlar ve tipler, iş sonrası eğlenmeye gitme istekleri hepsi çalıştığım süre içerisinde beni mutlu eden ve hayatıma birçok getirisi olan unutulmaz anlar, duygulardı.

Yaşadığım en büyük problem ev sorunuydu. İşveren kalacağım yeri kendisinin ayarladığını söylediği halde oraya gittiğimde aslında kalacak bir evimin olmadığını öğrendim. Bu konuda da kendi yaptığım yanlışa düştüm. Çünkü work&travel programı iki fırsattan oluşuyor. İlki, acente bütün olanakları, işi ve işverenin sağladığı kalacak yeri garantilerken, ikinci fırsat olan işi ve kalacak yeri kendinizin bulduğu bölüm ise gerçekten problemli oluyor. Ben ikinci fırsattan yararlandım fakat bilmediğim bir yerde kalmak için yer aradığımda bunun bir hata olduğunun farkına vardım. Aslında yine şanslıydım çünkü orada Türk bir emlakçıyla karşılaştım. Kendisi bana o kadar yardımcı oldu ki Miami gibi bir yerde havuzlu bir residence da oturma fırsatı yakaladım. Bu ise tam bir moral deposu oldu bana. Türkiye’de yemek yapmayı bilmediğimhalde arkadaşlarla toplanıp yemek uğraşlarımız kahkahalarla sonuçlanan yanan tencerelerimiz ve tabi ki vazgeçilmez türk kahvesi tutkuları üzerine bir de falcı olduğumuz anlar işin en eğlenceli kısımlarıydı.

Çalışırken zaman zaman moral bozukluğu yaşadığım zamanlar olmadı değil. İş hayatı genel anlamda her yerde zor ve bunu eğlenceli hale getirmek bizim elimizde. Ama Türkiye’den bunu bilerek gitmek de çok önemli. Karşılaştığım sistem Türkiye’dekinden farklı olduğu için garipsediğim, üzüldüğüm dönemler yaşadım ama çalışmanın bile iş sırasında yaşadığınız anlarla ne kadar eğlenceli hale geldiğini bir kere daha anladım. Çok yoğun bir günün ardından herkesin performans ı düşmüş bir halde kapanış saatini dört gözle beklerken çalmaya başlayan bir müzikle zenci bir arkadaşım oynamaya başladı. Ardından diğeri ve diğeri. Tabi ben de onlar gibi kaptırdım kendimi müziğe. Birimizin elinde tabak, diğerinde portakal, diğerinde fişler varken öyle bir dalmışız ki oynamaya patron geldiğinin bile farkında değiliz. Fark ettiğimizde herkesin donup kaldığı an ve korku dolu bakışlar patronun kahkahasıyla daha da eğlenceli hale gelmişti. Bu gibi daha birçok anım var anlatabileceğim. İş hayatında yaşanılan patron ilişkileriyle de zamanla politik olmayı öğrenendim. Her zaman doğru söylemek veya doğru bildiğinizi yapmak işinizi kaybetme noktasına kadar getirebiliyor. Ama unutmayın ki Türkiye’de değilsiniz ve o işe ihtiyacınız var. Tüm bunlar hayatımda önemli yer kaplıyor. En önemlisi kendinizin kişilik bakımından da çok geliştiğini ve tecrübe edindiğinizi anlıyorsunuz.

En önemli tecrübelerden bir tanesi de aynı evde kalacağınız kişiyi gerçekten doğru seçmeniz. Ben çok sevdiğim bir arkadaşımla kaldığım halde ev içerisinde aynı frekansı tutturamayarak birçok problem yaşadık. Yabancı bir ülkede oraya alışmaya ve adapte olmaya çalışırken bir de bu yönde bir huzursuzluk oradaki hayatınızı daha da zorlaştırıyor.

Adaptasyon süreci ise kişiden kişiye değişkenlik gösterirken ben çok kolay alıştım oraya. Hatta geri dönmek istemediğim ve oraya yerleşmeyi düşündüğüm zamanlar oldu. Fakat dediğim gibi herkese göre farklı olduğu için kimi arkadaşlar yabancı bir ülkede olmanın verdiği heyecana alışamayarak erkenden dönmek istediler. Bu durum bana yanlış geliyor. Çünkü ev değiştirdikten sonra bile bir alışma süreci geçiriliyor ki bu gittiğiniz yer başka bir ülke. Kendinize bir süre zaman tanıdıktan sonra giderek oraya alıştığınızı fark edeceksiniz.

Travel yani gezme bölümü ise Türkiye’de hayal ettiğim gibi olmadı. Birçok şehir görmeyi ve yaklaşık bir ay gezmeyi düşünüyordum. Fakat bunun için iyi para kazandığınız bir işte çalışmak gerekiyor. Her gezdiğiniz gün para harcadığınızı düşünürseniz bir ay uzun bir süre ve yüklü bir miktarı gerektiriyor. Tabi ki çok gezebilen arkadaşlarımız da oldu. Dediğim gibi çalıştığınız işe ve sizin kazanmanıza bağlı. Çalıştığınız dönem çok para harcamazsanız yine de gezmeye paranız kalıyor. Ben bu konuda çok önem göstermedim. Çok fazla gezemeyeceğimi fark edince orada bulunduğum günleri değerlendirdim. Alışveriş yaptım. Miami ve çevresini gezerek değerlendirdim. Bir de bu programa tekrar katılmak istediğim için çok fazla da üzülmedim. Gerçekten de bu program alışkanlık yapıyor. Tekrar tekrar gitmek, yeni deneyimler yaşamak, yeni yerler görmek istiyor insan.

İngilizce konusunda ise gerçekten de geliştiğini fark ediyorum. Çalıştığınız için her insanlarla diyalog halindesiniz ve farkına varmadan yeni kelimeler öğrendiğimi, aksanımın oluştuğunu fark ettim. Bu benim için çok önemliydi ve ekstra bir mutluluk sağladı.

Arkadaşlar, en önemli noktayı sona bıraktım daha ayrıntılı anlatabilmek ve dikkatinizi sağlayabilmek için. Amerika’ya gitmek için görüştüğünüz için acente çok önemli. Şahit olduğum bir talihsizlik oldu. Türkiye’den arkadaşlar bir acenteyle anlaşarak oraya gitmişler. İşlerinin ve evlerinin hazır olduklarını söylemişler. Ama oraya gittiklerinde ne öyle bir iş ne de ev bulabildiler. Günlerce sokakta kalarak, iş aradılar. Bu gibi birçok örnek söz konusu. Bunun için “CDS” ye güvenim sonsuz. Yetkililer her konuda deneyimli ve yaptıkları işi çok ciddiye alarak yapıyorlar. Ben daha önce de İngiltere’ye dil okuluna gittim. Bana tavsiye ettikleri şehir, dil okulu, kalacak yer için sundukları seçenekler orada harika 2 ay geçirmemi sağladı. Bu yüzden seçeceğiniz danışmanlığı ince eleyin, sık dokuyun derim.


Serdar Onuk

Kanada

Selam. Ben Serdar Onuk. Bundan tam 495 gün önce hep tutkunu olduğum alanda kendimi geliştirmek, yaratıcı yazarlık üzerinde eğitim almak üzere Amerika ya da Kanada`ya gitmek istedim. Evet, istedim bunu. Bilinen fuarlara gittim ve masaların birçoğuyla oturup konuştum. Bu zaman içerisinde 26 yıllık profesyonel İstanbullu olduğum halde Taksim ve Beşiktaş ta hala bilmediğim yerler olduğunu öğrendim. Ve bu yerlerdeki yurt dışı danışmanlık şirketlerini. O şirketlerin her birinden çıkışımda isimlerinin neden yurt dışı danışmalık şirketi olduğunu daha iyi anlayabiliyordum ve kendi kendime, `Herhalde,` dedim, `Danışmanlık veren kısımları yurt dışında bunlar sadece nasıl orda olduklarını anlayamadığım çok başarılı hologramları!` Komik mi? Elbette değil. Hava inanılmaz sıcaktı ve ben çaresizdim… Çaresiz ve yalnız… Ta ki… Ta ki o gelene kadar… Noluyo ya!

Taksimdeki bir yurt dışı danışmalık şirketine daha gittim. Taksimdi ve danışmanlık şirketi `danışmalık` çıkmasa bile çıkıp bir iki ıslak hamburger yiyebilir, sokaklarında ileride olacağım büyük yazarlık sonrası kitaplarımı imzalatmak için gelecek güzel kızların hayalini kurabilirdim. Evet, yapabilirdim bunu. Bunun verdiği rahatlıkla 129T`nin akbiline acımadan bastım… Gideceğim danışmanlık şirketinin adresine bakıyordum hamburgerciden çıkarken: Galatasaray Lisesinin karsısı, CDS Danışmanlık. Bir danışmanlık şirketi bir diğerini önermişti. Sadece bunun için bile gidilebilinirdi. `Bunlarla bir görüsün isterseniz. Kanada konusunda oldukça deneyimli ve iyilerdir`. Neden denemeyeyimdi ki? Evet, belki biraz abartıyorum ama kapıdan içeri girer girmez `burası` dedim. Kısaca neyle karsılaştığımı anlatmak gerekirse; masaların üzerinde duran dağınık kâğıtlar, birilerine ait olduğu belli onlarca dosya, hemen az önce bir şeyler karalanmış olduğu ucundaki demirde hala ıslak duran mürekkepten anlaşılabilecek renk renk kalemler, birbirlerine kesinlikle nizami bakmayan misafir sandalyeleri… `Yaşıyor burası` dedim. Evet dedim bunu.

Oturduk konuştuk. Bana yardımcı olan danışman Meltem Hanim`di. Kendisi gerçekten çok yardımcı oldu, konuştuk karşılıklı, diğer danışmanlık şirketleriyle karsılaştırınca oldukça uzun. Ne istediğimi sordu,` yazmak istiyorum` dedim. Bilgilerimi istedi. Verdim. Üç hafta sonra vizem gelmişti. Su anda hala Kanada`dayım. Az önce hesapladım da 455 gün olmuş bu ilginç serüvenime başlayalı. Onların yardımıyla önce dil okuluna sonra da istediğim bölüme kaydımı yaptırdım. Kendileri benim açımdan o güne kadar alışık olmadığım bir rahatlıkla bana yardımcı oldular. Hayatimin bu önemli evresinde bana yaptıkları yardımlar için kendilerine buradan yeniden teşekkür etmek isterim. Evet, isterim bunu.

Niye mi isterim? Çünkü hava sıcaktı. Ve ben yalnızdım. Bi de ıslak hamburger yemekten bıktım ya. Hem bi şey diyim mi? Kanada çok güzel.

Ve Meltem Hanım, size yeniden çok Teşekkürler…

0 comments:

Yorum Gönder